Ak Sakallı Dede Hayatımızı Kurtardı

13 Mart 1992 tarihinde yerel saatle 19:08'de Türkiye, Erzincan ilinin güneydoğusunda meydana gelen depremle sarsıldı. Depremin büyüklüğü 6,8 MS olarak ölçüldü.
653 kişi öldü, 8057 bina hasar gördü veya yıkıldı.
Deprem sırasında Samsun da büyük ölçüde sarsıldı.
O dönemlerde mesleğimi Milliyet Haber Ajansı’nda sürdürüyordum.
Rahatsızdım ve evde kapının eşiğinde, neden öyle yaptığımı halen bilmiyorum, depremin dinmesini bekliyordum.
Deprem dinince hemen telefonlara sarılmış ve Kandilli Rasathanesi’ni arayıp deprem üssünü öğrenmiş, PTT Şehirlerarası’ndan Erzincan Şehirlerarasının durumunu sormuştum.
Görevli bayanla aldıkları ilk haberler nedeniyle ağlıyorlardı ve telefona cevap verebilenler çok azdı.
“Erzincan Battı” diyorlardı sadece.
İlk şoku yeni atlatmıştım.
Birlikte çalıştığımız Yener Cabbar’ı aramış ve hiç sorularla vakit kaybetmeden yola çıkmıştık bile.
Otomobilin lastiğinin patlaması ve lastikçi arayıp patlayan lastiği yaptırmamız vakit kaybı sayılmalı mı sayılmamalı mı bilmiyorum.
Sabaha karşı Erzincan’daydık.
Mart ayıydı ve Erzincan’ın hem dağları hem de şehir merkezinde kar, soğuk vardı.
Gittiğimizde insanlar bir o yana bir bu yana koşuşturuyorlardı.
Manzara korkunçtu…
Depremden sonra ikinci gün olmuş güneş açmış Valilik binasının önündeki meydanın kenarındaki duvarın üzerinde Ben ve Yener Cabbar’ın da aralarında bulunduğumuz altı veya yedi gazeteci oturuyorduk.
Ak Sakallı bir dede peydahlamıştı yanımızda.
“Çocuklar kalkın buradan, yanınızdaki direk yıkılır ve altında kalırsınız” deyivermişti.
Bizler “Boş ver be dede” derken Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Vilayet Binasının merdivenlerinde açıklama yapacağını öğrendik ve “Hadi gidelim, direkten de kurtuluruz” deyip kalktık.
Daha Vilayet Binasının merdivenlerine gitmeden o direk boylu boyunca gürültüyle yıkılıverdi az önce oturduğumuz duvarın üzerine…
Birden irkildim.
Hayat buydu, dakika farkıyla, belki de saniye farkıyla bağlı kalmıştık hayata.
O Ak Sakallı dedenin dediği olmuş ve direk yıkılmıştı.
İrkildim, çünkü Ak Sakallı dede ortalıkta görünmüyordu.
Adını ne koyarsanız koyun ve nasıl yorumlarsanız yorumlayın olayı, direk çatlamıştı yıkılmak üzereydi o dede gördü ve size haber verdi mi diyeceksiniz, şans olarak mı yorumlayacaksınız bilemem.
Bildiğim direk yıkılmış ve bizler hayattaydık…
Ak Sakallı dede yanımıza birdenbire gelivermiş ve yine geldiği gibi kaybolup gitmişti…
Olay her aklıma geldiğinde irkiliyorum, şu anda yazarken bile irkildiğim gibi…

İLGİNÇ BİR İŞ BAŞVURUSU HİKÂYESİ

Alttaki iş başvuru formunu dolduran Mehmet T.’ın başvuru formuna yazdığı cevaplar:

1. Adınız Soyadınız: Mehmet T.

2.Yaşınız: Yirmi sekiz.

3) Şirketimizdeki hangi pozisyon için Başvuruyorsunuz?

Mümkünse yatay bir pozisyon için. Eğer daha ciddi bir cevap istiyorsanız, ne iş olsa yaparım. Şart öne sürebilecek durumda olsaydım, burada bu formu dolduruyor olmazdım.

4. Düşündüğünüz ücret: Aylık 5.000 YTL maaş artı yıllık kârdan yüzde 10 hisse! Eğer bu mümkün değilse, siz bir ücret Önerin, ben size evet yahut hayır derim.

5. Eğitiminiz? İdare eder

6. Son işiniz: Sadist bir şefin deneme tahtası olmak.

7. Son ücretiniz: Hak ettiğimin çok altında.

8. Önemli başarılarınız: Arakladığım kalemlerden muhteşem bir koleksiyonum var; evde sergiliyorum.

9. İşten ayrılma sebebiniz: Bkz. Cevap 6.

10. Size ulaşabileceğimiz saatler: Banka ATM’si gibiyim: 7/24.(7 gün/24 saat)

11. Çalışmak istediğiniz saatler: Pazartesi, Salı ve Perşembe 13.00-15.00 arası.

13. Şimdiki işvereninizle görüşebilir miyiz? İşverenim olsa burada olmazdım.

14. Fizik durumunuz 20 kilogramdan fazla taşımanıza engel mi? Belli olmaz, ne taşıdığıma bağlı.

15. Otomobiliniz var mı? Evet, ama soru yanlış sorulmuş. `Çalışır durumda bir otomobiliniz var mı?` diye sorsaydınız, cevabım farklı olurdu.

16. Daha önce bir yarışma veya madalya kazandınız mı? Madalyam yok ama lotoda iki kere 3 tutturdum.

17. Sigara içiyor musunuz? Otlanacak bir enayi bulabilirsem.

18. Beş yıl sonra ne yapmayı hayal ediyorsunuz? Bana tutkun zengin bir fotomodelle Bahama Adaları’nda yaşamayı.

Bir yolunu biliyorsanız bunu beş yıl beklemeden de yapabilirim.

19. Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu taahhüt ediyor musunuz? Hayır, ama sıkıyorsa aksini iddia edin.

20. Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir? Birbiriyle tutarlılık derecesini kestiremediğim iki cevabım var:

a)İnsan sevgisi ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum.

b)Gırtlağıma kadar borca batmış olmam..

Sonuç: Mehmet T. işe alındı.

GÜNÜN SÖZÜ
Her şeyi affedin, ancak vatanınıza ihanet edeni asla affetmeyin. Hz.Ali