Son dönemde yabancı yatırımcıların, Türkiye’ye doğrudan yatırım konusunda çok istekli olmamasına rağmen, daha önce bu yatırımı yapan şirketlerin bazıları, güven tazeliyor. Geçtiğimiz Mart ayında bu konuda en büyük adımlardan birini atan marka ise Avrupalı enerji devi OMV oldu. Avusturya’nın en büyük, Avrupa’nın da dördüncü büyük enerji şirketi olan OMV, Türkiye’deki en büyük yatırımı olan OMV Samsun Elektrik AŞ’nin, ödenmiş sermayesini 2,5 milyar TL’ye çıkararak, ülkeye önemli bir kaynak girdisi sağladı. Tamamı OMV tarafından “doğrudan yabancı yatırım” kapsamında, yaklaşık 600 milyon Avronun üzerinde bir yatırım tutarı ile 2013 yılında Samsun, Terme’de kurulan OMV Samsun Elektrik, Resmi Gazete’de yayımlanan duyuruya göre 1 milyar 530 milyon liralık ödenmiş sermayesini, 976 milyon 993 bin TL’lik artışla 2,5 milyar TL’nin üzerine taşıdı.
Devleri geride bıraktı
Türkiye’nin doğrudan sermaye girişine en fazla ihtiyaç duyduğu bu günlerde, OMV Avusturya yönetimi tarafından yapılan bu sermaye artırımı, ülkeye olan güvenin somut bir göstergesi oldu. Sektöründeki en yüksek ödenmiş sermaye anlamına gelen bu değer, halka açık şirketlerin BİST değerleri listesine bakıldığında da Aselsan, Petkim, Şişecam, THY ve Tüpraş gibi pek çok dev kuruluştan daha yüksek bir ödenmiş sermaye anlamına geliyor.
Enerji arzının sigortası
Yeni nesil doğalgaz santrallerinin hızlı devreye alma ve operasyonel esneklikleri dolayısıyla Türkiye enerji arzının sigortası durumunda olduğunu hatırlatan OMV Samsun Elektrik Genel Müdürü Kokut Öztürkmen, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “OMV Samsun Elektrik gibi yeni nesil doğalgaz santralleri elektrik iletim sisteminin maruz kaldığı kısa vadeli dengesizlikleri gidermek üzere frekans kontrolü, reaktif güç gerilimi regülasyonunu gibi yan hizmetleri güvenilir bir şekilde sağlayabiliyor. 890 MWe’lik güce sahip OMV Samsun Doğalgaz Çevrim Santrali, Türkiye’nin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 2’sini, yani bir başka değişle Samsun, Ordu, Sinop, Amasya ve Çorum illerinin toplam elektrik ihtiyacının tamamını karşılama kapasitesine sahip. Hidroelektrik, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kapasitenin artması ile sistem dengesini anlık olarak sağlayabilecek ve baz yük ihtiyacını da güvenli olarak giderebilecek en uygun, en esnek ve en çevreci elektrik üretim teknolojisi, yeni nesil kombine çevrim doğal gaz santralleridir. Biz de yılda yaklaşık 7 milyar kW saat elektrik üreterek, bölgenin ve ülkenin elektrik enerjisi arz güvenliğine büyük bir katkıda bulunuyoruz.”