Uzunoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, TÜİK tarafından ısmarlama verilerle oluşturulan rakamların, milyonlarca memur ve emekli maaşlarının yüzde 20’sini erittiğini belirterek, bu nedenle ek iyileştirmenin yanı sıra eşel-mobil siteminin zorunlu hale geldiğini söyledi.
Uzunoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “TUİK tarafından açıklanan rakamlara göre, Mart ayında enflasyon (TÜFE) %5,46 artmıştır. 2022 yılının ilk üç ayında (Ocak-Şubat-Mart) TÜFE artışı ise kümülatif %22,81’dir. Bağımsız araştırma gurubu olan ENAGRUP’a (Enflasyon Araştırma Grubu) göre Şubat ayı enflasyonu %11,93’tür.
MEMUR VE EMEKLİ YÜZDE 15.31 ALACAKLIDIR
2022 yılının ilk üç ayında; yılın ilk altı ayı verilen yüzde 7,5 oranındaki artışın üç katından fazlası erişmiş, memur ve emeklileri %15.31 alacaklı hale gelmiştir. Açıklanan bu oran vatandaşın günlük hayatta bizzat yaşadığı eşine ve çocuklarına ve varsa diğer aile fertlerine karşı mahçup ve çaresiz kaldığı, TUİK in açıkladığı enflasyonu değil gerçek enflasyonu yaşadığı ve ezildiği gözlemlenmektedir.
Türk-İş'e göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı, mart ayı için 4.928,00 TL, Yoksulluk sınırı ise 16.052,00 TL ye yükselmiştir.
Asgari ücret 4.253,40 TL, çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 6.474,00 TL’dir.
Cumhurbaşkanlığı verilerine göre ortalama emekli aylıkları 2.566,20 TL ile 4.674,40 TL arasında açıklanmıştır. Emeklilerin tamamına yakını açlık sınırının altında yaşamaktadır.Memurların tamamına yakını ise yoksulluk sınırının altında aylık almaktadır. Bu durumda memur ve emeklilerin aile sorumluluklarını yerlerine getirebilmeleri mümkün değildir.”
SOSYAL DEVLETİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ
Açıklanan resmi ve gayrı resmi rakamların vatandaşların gerçek hayatta karşılaştıkları geçim sorununun büyüklüğünü ortaya koyduğunu kaydeden BASK Samsun Şube Başkanı Bayram Uzunoğl, “Her ay değil her an temel tüketim maddelerinin fiyatları artmakta, buna karşılık satın alma gücünü kaybeden memur ve emekli 6 ayı beklemek zorunda kalmaktadır .
Hükumet piyasada yaptığı güncelleştirmeleri,memur ve emekli aylıklarına yapmalı, birikmiş enflasyon kayıpları EK DÜZENLEME ile ödenmelidir.Enflasyon kayıpları aylık (eşel-mobil) ile karşılanmalıdır” diye konuştu.
YETKİLİ SENDİKALAR NEDEN SUSUYOR?
Uzunoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sözde yetkili sendikalar sosyal medyada muhatabı bile belli olmayan açıklamalarla üyelerinin ve memurlarının geçim sorununu geçiştirmekte yetkiyi kötüye kullanmaktadır.
Sorun yetkili sendikaların insafına bırakılacak kadar basit değildir.
Mart ayında toplanması gereken Kamu Personeli Danışma Kurulu, tek maddelik enflasyon kayıplarının karşılanması gündemi ile acilen toplanmalı ve Ek Düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Unutmayalım ki karşılaştığımız sorun, toplu sözleşme masasındaki, toplu peşkeşin günümüze yansımasıdır.
Memur ve emekliler merdiven altı toplu sözleşme ile kendilerini açlığa ve yoksulluğa mahkum edenlerden hesap sormalı, yetkiyi kötüye kullananlar bunun bedelini ödemelidir.
MEMUR VE EMEKLİLER MART AYI KAYIP VE ALACAKLARI NE KADAR?
BASK/AR-GE Birimi tarafından yapılan araştırmaya göre; TüİK'in açıkladığı Mart ayı oranına göre (aile yardımı hariç) bazı unvanlardaki memurların aylıklarındaki erimenin özeti şu şekilde;
12/1 derece ve kadrodaki bir hizmetlinin Ocak ayında yılın ilk altı ayı için %7,5 oranı karşılığı : 325,34 TL'lik artışın tamamı erimiş, dönemin bitmesine 3 ay kala 970,36 TL enflasyon alacağı doğmuştur.
Aynı şekilde;
Hülasa tüm unvanlardaki kamu görevlilerinin alacaklarına Ocak ayında yılın ilk altı ayı için yapılan % 7,5 lik sefalet artışı döneminin bitmesine üç ay kala tamamen erimiş ve bu oranın iki katından fazla %15.31 alacağı doğmuştur.
Dönemin bitmesine 3 ay kala memurlar ve emeklilerin bu şartlarda hayatlarını sürdürme imkanı kalmadığı gibi, bu kayıpları sineye çekerek açlık ve yoksullukla birlikte yaşamaya devam etmeleri mümkün değildir.”